Muhabbet seslerden ve kelimelerden ibaret değildir ve bir arada bulunma durumu (duyu organlarını uyarabilen ve belli fiziksel özellikleri olan her nevi iletişim kanalı) da unutulmamalıdır. Mevzu gelmekse, mekanda bulunmak her zaman gelmişliği temsil etmez, bedenin gelmiş olsa da ruhun sana varamamıştır. Ve gitmek, varlığını yokluğunu toplayıp, dönmemek üzere sebepsiz, meçhullere gitmek. Nereye gittiğini bilmiyorsan, kiminle gittiğinin önemi yoksa vardığın mertebenin de pek bir ehemmiyeti yoktur. Haddi zatında mevzu yol değil, vardığın menzil değil, Ervahı Ezelden, Mâna Âlemine giden yolu Sırât-ı müstakim üzre sadıkâne yürümektir. Dost ile hal hatır sormak, Yarenle hasbihal etmektir. Hoş sohbeti kendinden sananlar, ya da yarene kananlar Muhabbetin kaynağını bilmeyenler Muhabbetin tadına varamazlar, kıymetini bilemezler. İlla ki belagatli konuşmak gerekmez, Gönül İnsanı olmak yeterli sebeptir.