Şiirde bir üslup vardır, her şairin kendine mahsus bir tarzı olur biliyorum. Ama bir de ortak olan, herkesin uyması gereken noktalama, imla kuralları vb. kurallar vardır. Evet ben ölçülü, kafiyeli şiirlerimde bu kurallara uymaya azami özeni gösteriyorum. Ancak serbest şiirde bu kurallar bunaltıyor beni; özgürlüğümü elimden alıyorlar sanki. Duygularımın bir kalıba döküldüğünü zannediyor ve dört duvar arasına hapsolduğum hissine kapılıyorum âdeta. İşte o zaman yıkmak istiyorum bütün kuralları... Zaman zaman da -haklı olarak- birileri soruyor bana: “Hocam, siz ölçülü, kafiyeli şiirlerinizde kurallara azami şekilde dikkat ederken serbest şiirlerinizde neden noktalama, imlâ kurallarını hiç önemsemiyor ve hiç büyük harf kullanmıyorsunuz?..” İşte bütün samimiyetimle söylüyorum ki başkaca hiçbir maksadım yok. Kurallar özgürlüğümü kısıtlıyor gibi geliyor bana. Hele bir de bu kitapta özellikle bazen aşk, sevgi, sevda; bazen vatan, millet, dava; bazen de havadan sudan değişik temalar işlendiğinden, onların da kurallar sınırları içerisinde hapsolmalarını istemiyorum. Onun için de özgürlüğüme; duygularımın, düşüncelerimin özgürlüğüne dokundurmama adına uymuyorum kurallara. Yoksa kuralsızlığı savunma ya da birilerine öykünme vb. adına falan yapmıyorum bunu. Böyle biline...