Temel olarak firmalar borçlanma ve özkaynak yollarıyla elde ettikleri kaynaklarını varlıklarını finanse etmek için kullanırlar. Finansmanın ne kadarının borç ile ne kadarının özkaynak ile finanse edilmesi gerektiği hakkındaki tartışmalar, finansın bir bilim olarak algılanmaya başlamasından bu yana süre gelmiştir. Bu tartışma finans eğitimi almamış bireyler için belki de çok büyük bir anlam ifade etmemekte ve farklı bakış açıları ile ortaya koyulan yaklaşımlar çok da anlamlı gelmemektedir. Diğer taraftan bu konunun finans bilimi içerisinde aslında ne kadar önemli bir konu olduğunu kavramak, finans biliminin ne kadar anlaşıldığı ile ilişkilidir. Söz konusu yaklaşımlar açısından Modigliani ve Miller (1958) yaklaşımı önemli bir noktadır. Bu çalışma öncesindeki yaklaşımlar daha çok "belli bir borç-özkaynak karması ile firma değerini arttırmak mümkün müdür yoksa değil midir” sorusuna cevap ararken, Modigliani ve Miller (1958) sonrasında ortaya çıkan yaklaşımlar ise bu optimal sermaye yapısını aramak yerine firmaların sermaye yapısı kararlarında etkili olan faktörleri araştırmayı amaçlamışlardır. Farklı bakış açılarıyla da olsa farklı noktaları savunan ve zaman man birbirine ters düşen yaklaşımların aslında çok da farklı olmadığı, bahsedilen farklılıklarının birbirinden değişik durumları açıklamakta faydalı olduğu ve tüm yaklaşımların belli durumlarda gerek biz akademisyenlere gerekse de firma yöneticilerine ışık tutma potansiyelinin göz ardı edilmemesi gerektiği kavranabilir. Bu kitap, söz konusu kavramsal tartışmaları anlaşılması kolay bir biçimde öğretim elemanlarına, lisans ve lisansüstü öğrencilere, piyasadaki uygulayıcılara ve konuyla ilgili diğer okuyuculara aktarmayı amaçlamasının yanında deneysel bir araştırmanın sonuçlarını da aktarmayı amaçlamıştır. Firmaların sermaye yapısını etkileyen faktörleri araştıran gerek yerli gerekse de yabancı literatürden farklı olarak bu çalışmada, toplam talep volatilitesinin firmaların borçlanma eğilimlerini ne şekilde etkilediğinin ortaya konulması amaçlanmıştır.