Tanzimat’ın ardından Edebiyat-ı Cedide akımıyla bireyi ve sanatı ön planda tutan yepyeni bir dönem başlar. Şiirde olduğu kadar düzyazıda da büyük değişimler kendini gösterir, hikâye türü oldukça gelişir. Halit Ziya başta olmak üzere, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit gibi yazarlar hikâye türünün en güzel örneklerini ortaya koyarlar. İşte bu isimler arasında Tevfik Fikret de hemen hemen aynı yıllarda (1894-1899) bazı hikâyeler kaleme almış, ancak sonrasında bütünüyle şiire yönelmiştir.Büyük şairimizin kimileri yayımlandığı dergilerde kalmış hikâyeleri, ilk kez bu kitapta, günümüz Türkçesi ve orijinal metin olarak bir araya getirildi. Tevfik Fikret (1867-1915) Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun) topluluğunun en önemli temsilcisi, şair, yazar, ressam. Tevfik Fikret, Mekteb-i Sultani’yi (Galatasaray Lisesi) birincilikle bitirdi. Burada Muallim Naci, Recaizade Ekrem ve Muallim Feyzi gibi çok değerli hocalardan ders alan Fikret’in ilk şiirleri Tercüman-ı Hakikat ve Mirsad’da yayımlandı. Malumat dergisi (1894) ile Tanin gazetesini (1908) çıkaranlar arasında yer aldı. Servet-i Fünun’un başına geçmesiyle (1896-1901) dergi kısa sürede edebiyatta yenilik isteyen gençlerin buluşma noktası, Edebiyat-ı Cedide topluluğunun yayın organı haline geldi. İlk şiirlerini Divan edebiyatı tarzında yazan Fikret, bu dönemde “sanat için sanat” anlayışıyla bireyi ön plana çıkaran şiirler kaleme almış ve büyük ilgiyle karşılanan Rübâb-ı Şikeste’yi yayımlamıştır. Rumelihisarı’nda -bugün müze olan- projesini kendisinin çizip “Aşiyan”adını verdiği evi yaptırdı. Gerek istibdat döneminin baskıcı ortamı, gerekse melankolik ruh halinin etkisiyle burada bir nevi inzivaya çekildi. Bir dönem Galatasaray’da Türkçe öğretmenliği ve müdürlük de yapan Fikret,hayatının sonuna kadar bu evin yanındaki Robert Kolej’de öğretmenlik görevini sürdürdü.Edebiyatımızda Batılı sanat anlayışının yerleşmesinde büyük rol oynayan, entelektüel kişiliğiyle de kalıcı izler bırakan Tevfik Fikret’in eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz