Düzenli gelişen ve fiziki görünümleri hayranlık uyandıran şehirlerde ağaçlar, beton ve asfaltın insanlar üzerindeki baskısını azaltan mimari bir unsur olarak mekanla birlikte tasarlanıyor. Bahçe, park, cadde, sokak ve meydanlara dikilen ağaç türleri, bölgenin iklim şartları, toprak yapısı, mekânın genişliği, sokakların yönü, binaların boyutu dikkate alınarak seçiliyor. Kalabalık, kirli ve güvensiz şehir ortamının risklerine karşı özenle korunan ağaçlara düzenli bakım yapılıyor, gübre, ilaç, su ihtiyaçları zamanında karşılanıyor. Ülkemizde şehir ağaçları henüz, mimariyi tamamlayan kentsel tasarım ögesi olarak görülmüyor. Yeterli bilgi sahibi olmayanların, standart ihtiyaç maddesi gibi satın aldıkları fidanlar, kentsel mekânın şartları göz önünde bulundurulmadan, genellikle rastgele dikiliyor. Yanlış dikim ve yetersiz bakım yüzünden, şehir ortamından kaynaklanan risklere karşı korunmayan ağaçların çoğu kırılıyor, yaralanıyor veya hastalanarak kuruyor. Ağaçların büyüyüp gelişmesi, çoğu zaman kalabalık insan ve araç trafiğinin insafına terk ediliyor. Şükrü Karatepe, bu çalışmada, öncelikle ülkemizin asli şehir ağacı türlerinin tanınmasına, şehirlerin iklim ve toprak yapısına uygun türlerin seçilmesine, kentsel mekânlara amaca uygun ağaçların dikilmesine, mevcut ağaçların budama, sulama, gübreleme, ilaçlama gibi bakım ve korumalarının doğru yapılmasına dikkat çekiyor. Ağaçların şehir ortamı, yapılı çevre, kentsel peyzaj, mekânsal tasarım, mimari, planlama ve görsel sanatlar açısından taşıdığı değerlere öncelik veren çalışma, “ağaç” kitabı kadar “şehir” kitabı olarak değerlendirilebilir.