Gülay Can, çocuk eğitiminde empati, yardımlaşma, sorumluluk, iletişim kurma becerisi kazandırma gibi değerlerin ihmal edildiğini fark ederek, bu doğrultuda eserler yazmaya başladı. Çalışmalarını çoğunlukla çocuklar için yazdığından, eserlerinin eğitici ve eğlenceli olmasına özen gösterdi. Satranç Kampı adlı bu eserinde, değersiz gibi görünen bir piyonun, aslında “potansiyel bir vezir olduğu” ana düşüncesinden yola çıkarak, çevremizde sessiz sedasız etkisiz duran bir çocuğun iyi yönlendirme ile büyük bir potansiyele dönüşebileceğine vurgu yapıyor.