Şaşırtmanın Felsefesi, hem edebi kurguda hem de popüler edebiyatta sürpriz sonların ne kadar yaygın olduğunu ve bizi şaşırtmak için zihinsel sınırlarımızı nasıl kullandıklarını göstererek iki yaygın inancı alaşağı ediyor: İlki, bilişsel bilimin önyargıları bir tür ahlaki zayıflık ve başarısızlık olarak görme eğilimi; ikincisi ise, bazı eleştirmenlerin sürpriz sonların sadece sığ bir dümen olduğuna dair kanıları. Bunlardan ikincisi tamamen yanlıştır, ilki de hikâyenin sadece yarısından haber vermektedir. Tobin, muhatabı şaşırtmanın, insan zihninin sofistike bir şekilde kavranmasını gerektirdiğini ve bunun da karmaşık bir sanat olduğunu bizlere gösteriyor. Bilişsel bilimdeki son araştırmaların yanı sıra klasik, popüler ve kıyıda köşede kalmış literatürden beslenen Tobin, iyi bir şaşırtmacanın esas olarak zihinsel sınırlarımızdan yararlandığını savunuyor. Elinizdeki bu kitap, bilişsel önyargıların, zihinsel kısayolların ve bellekteki tuhaflıkların harika yanılsamalar üretmek için öykülerle nasıl bir güç birliği yaptığını açıklıyor ve ayrıca eli kalem tutanlar için ileri düzey bir yazma kılavuzu sunuyor.