Avusturyalı dışavurumcu ressam, şair Egon Schiele, sanatta pornografinin yeri hakkında yapılan tüm akademik çalışmalarda mutlaka yer verilen isimlerin başında gelir. Kadın bedenini betimleme, figürleri kompozisyona yerleştirme, renk seçimi ve dışavurumcu tarzıyla çarpıcı eserler üreten Schiele, yirmi sekiz yıllık yaşamına binlerce çalışma sığdırmıştır. Ressam Gustav Klimt’le arasındaki dostluk onu sanatsal anlamda epey beslemiş ve geliştirmiştir. Yaşadığı dönemde gerek yaşam tarzı gerekse sanat anlayışı yüzünden sapkın olmakla suçlanan, hatta eserlerindeki müstehcenlik ve hakkında yapılan taciz suçlamaları yüzünden hapis yatan Egon Schiele, en zor şartlar altında bile resim yapmaktan bir an olsun vazgeçmemiştir. Ne mahkûm olduğu günler ne de Birinci Dünya Savaşı’nda orduda görevlendirilmesi onun resim yapmasını engellemiştir. Psikiyatriden sanat tarihine kadar pek çok farklı disiplinden araştırmacıların yaptıkları çalışmalar ışığında narsisistik özellikler taşıdığı ileri sürülen Schiele, iç dünyasındaki yalnızlık, parçalanmışlık ve en çok da ölümle hesaplaşma duygusunu tümüyle eserlerine yansıtmıştır. Hayalperest Yayınları’nın “Sanatın Büyük Ustaları” serisinin bu kitabı, Batı sanatı tarihinde pornografik imgenin kullanımına yönelik en çarpıcı örnekleri sunan ressamlardan Egon Schiele’yi anlatıyor. Sigmund Freud’un psikanaliz kuramını geliştirdiği ve cinselliğin insan davranışları üzerindeki etkilerinin kapsamlı araştırılmaya başladığı bir dönemde Schiele’nin eserleri, insanın doğum ve ölüm döngüsündeki konumuna farklı bir yorum getiriyor. Kitap, okurun, Schiele’nin sanat anlayışına onun gözünden bakmayı denemesine yardımcı olacak ipuçları veriyor.