Sana bir çocuk gözü gerek, her şeye hayretle bakacak. Bir zamanlar çocuktun, görürdün. Büyüdün, kör oldun. Sana bir çocuk dili gerek Niçin? diye soracak. Evvel zaman içinde çocuktun, sorardın. Büyüdün, unuttun. Oysa bir çocuk yaşamalı içinde. Sesinde bahar taraveti, papatya gözlerinde merak, kelimelerinde fırından yeni çıkmış taze ekmek kokusu, yumuk ellerini gamzeli yüzüne dayayarak sürekli sormalı. Hayret makamına yüksel de seyret, neler var cihan sergisinde? Gazetelere bedel şu âlemin sayfalarını oku da gör ne haberler geliyor ötelerden. Elindeki beş topu birbirine dokundurmadan beş dakika döndürene şaşarak bakıyor, fakat gezegenleri güneşin etrafında milyarlarca senedir birbirine çarptırmadan döndüren kudrete dönüp bakmıyorsun bile. Bir de görsen ya! Etrafın harikalarla dolu. Uçak, sinekten utanıyor. Tren, kırkayaktan hayâ ediyor. Vapur, balinaya hayran. Robot, insana özeniyor. Ah ülfet! Nice harikaları sen perdeledin. İnsanı sen mahrum ettin hikmetten. Hâlbuki tefekkür hayretle başlar! Güzel bak, güzel gör. Sana hayret yakışır!