Garth Greenwell’in romanı antik bir trajedinin gücüne ve sonsuz güzelliğine sahip: her sayfada tutku, saplantı ve özgürlük mücadelesi, kaderin kaçınılmazlığı ve toplumun şiddetiyle çarpışıyor. Aynı zamanda beni ritmik, büyülü, içgüdüsel dili kadar, hafıza, kaçış, arzu ve melankoli konularını ele alma ve her birini yeni kılma biçimiyle de etkilemiş çağdaş bir roman. Sana Ait Bir Şey olmazsa olmaz bir kitap. Édouard Louis Mevsim normallerinin üzerinde sıcak bir sonbahar gününde Amerikalı bir öğretmen, cinsellik peşinde Sofya Ulusal Kültür Sarayı’nın altındaki umumi tuvalet kabinlerinin birinde, karizmatik ve genç Mitko ile karşılaşır. Sonraki birkaç ay boyunca Mitko’yla yolları tekrar tekrar kesişir. Bu karşılaşma, ona yalnızca arzunun değil, aynı zamanda geçmişin ve kimliğin de ne kadar kırılgan olabileceğini gösterir. Mitko’nun hayatına dahil olmak, öğretmeni sadece başka birine değil, aynı zamanda kendi karanlık ve bastırılmış yönlerine de yaklaştırır. İlişkileri, her ikisinin de derinlerde sakladığı sırları ve pişmanlıkları ortaya çıkarırken, okuru da aynı sorgulamalara sürükler. Garth Greenwell, Türkçeye çevrilen bu bol ödüllü ilk romanında arzunun yıkıcı gücünü, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve kimlik arayışının acımasız doğasını gözler önüne seriyor. Cinsellik ve kimlik arasındaki bağın kırılganlığını; utanç, arzu ve güç arasındaki sürekli gerilimi olağanüstü bir derinlikle inceliyor. Sana Ait Bir Şey, geçmişin gölgelerinin peşimizi asla bırakmadığını ve gerçek özgürlüğün, bu gölgelerle yüzleşmekten geçtiğini hatırlatıyor. Bir yabancı ülkede, yabancı bir bedenin içinde, insanın en derin arzularının, korkularının ve hayal kırıklıklarının peşinde sürükleyici bir yolculuk. Sana Ait Bir Şey genç bir yazarın ilk romanı; yine de yılın ilerleyen günlerinde yayımlanan hiçbir şey onu kolay kolay geride bırakamadı. Greenwell’in başarısına imrenecekler, sadece ilk romanlarını yayımlayanlar değil. James Wood, The New Yorker “Greenwell, James Baldwin ve Alan Hollinghurst’ün yanı sıra Virginia Woolf ve W G Sebald gibi isimlerle kıyaslanmayı sonuna kadar hak ediyor. Büyüleyici... Okurken tüylerim diken diken oldu.” - Evening Standard Vurucu Cümle: Kendi benliğine ait ne kadar çok şeyi bilmediğini, bir başka insanın varlığıyla yüzleştiğinde fark edersin.