İrem ve Burcu, 2000 senesinde ceplerinde topu topu 300 dolar ile dünyanın öbür ucunda bir şehre gitmeye karar verdiler. Ne kalacak yerleri, ne de tanıdıkları vardı; iki kişilik bir yalnızlıkla yola çıkmışlardı. Kente vardıklarında, masmavi gökyüzüne uzanmak için yarışa girmiş ihtişamlı gökdelenler onları karşıladı. Her yaştan, her ırktan, her tipten ve her tuhaflıktan insana kapılarını açmıştı San Francisco. Takım elbisesinin altında pembe topuklu ayakkabılarıyla yürüyen amca mı, vücudunda dövdürecek yer kalmayınca, yüzüne dövme yaptıran genç kız mı, çıplak bedenine file bir elbise geçirmiş gezen abi mi? Ne ararsanız vardı rengârenk sokaklarında. Ancak hayallerini gerçekleştirmek için geldikleri bu çılgın şehir öyle herkesi hemen kucaklamıyordu. Direnmek, çalışmak ve bazen de San Francisco’yu kafaya almak lazımdı! “Kaybedecek neyimiz vardı? Kolay olmayacağını ikimiz de biliyorduk ama ne kadar zor olacağını yaşadıkça görecektik.” Birçok film ve dizide yer almış ve son dönemde Çukur dizisinde oynayan ve büyük beğeni toplayan oyuncu İrem Altuğ’dan, cesur ve çarpıcı bir roman: San Francisco Kafası. Altuğ, kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı romanda, sokaklarda fal bakmaktan mezarlık mesaisinde garsonluk yapmaya uzanan ve büyük mücadeleler sonucunda oyunculuğa giden bu serüvende, Amerika’nın acımasız düzenini gözler önüne sermekten çekinmiyor.