ABD’nin Oregon eyaletinde bir yılbaşı sabahı, üniversite öğrencisi Eda Kaya, kilitli kaldığı bir çamaşırhane tuvaletinde, beraber büyüdüğü ve hayranlık duyduğu kuzeni Leyla’nın ortadan kayboluşunun esrarını çözmeye soyunur. 19 yaşındaki Leyla baskıcı ailesine başkaldırmıştır ama nereye gitmiştir? Eda, kendinden ayrı düşünemediği Leyla’nın kayboluşunu anlamaya çalışırken aile fertlerinin hikâyelerini, geçmişten bugüne taşınan yaraları da anımsar. Eda’nın ve Leyla’nın büyüme sancıları ve aidiyet ihtiyacı, dile getirilmeyen, yok sayılan bir geçmişin parçalarıdır… Tuvalet kâğıdına yazılmış, biraz ağzı bozuk bir hikâye bu. Ne var ki Batıcı burjuva aile çevresiyle Müslüman muhafazakâr çevrenin kesiştiği noktadan kaynaklanan roman, iki genç kızın hayatı anlamlandırma çabaları, inanma ihtiyacı ve kimlik arayışı üzerinden günümüz gençliğinin isyanına ve huzursuzluğuna da ayna tutuyor. Oya Baydar