Yaşadığımız her an ve alıp verdiğimiz her nefes, iç içe geçmiş iki gerçekle yüklüdür: Aşk ve nefret. İnsanları kolay etkisi altına alan, dışa dönük ve çok eşli bir yapısı olan Les samimiyet, bağlanma ve ilişkileri derinleştirme konularında sorunlar yaşamaktadır. Tüm ilişkilerini hayli karışık, son derece kırılgan dengeler üzerine kurmuştur. Kendi yaşamı da bu ustaca tasniflenmiş hassas ilişkilerin devamlılığına, yani aslında pamukipliğine bağlıdır. Çekimine kapılan bir oyunbozan, sebebiyet vereceği yıkımı hiç hesaplamadan, dev bir meteor gibi yaklaşmaktadır Les’in hayatına.Çarpışma kaçınılmazdır. Aynı zamanda bir şair olan, metnini de şairane bir üslupla yazan Forrest Gander, bir şair için uzun bir koşu olarak niteleyebileceğimiz bu kısa romanda nefesini çok doğru bir şekilde ayarlıyor.Okunup rafa kaldırıldıktan sonra da okura fısıldayacak, kendini hatırlatacak, hep ele alınmayı, avuç içinde şöyle bir çevrilip yeniden okunmayı isteyecek bu cazip eser, acı tatlı duygularla bezelibir okuma hazzı vaat ediyor okura