“Aşk belki de durmaktı. Bir insanda, bir işte, bir kara parçasında, bir metreküp hücrede veya her neredeyse, frene basılı halde durmaktı.”Gül Ersoy, karakterlerini metropollerin o baş döndürücü hızında dolaştırıyor. Helsinki’den Paris’e, Amsterdam’dan İstanbul’a metro istasyonlarında, tekinsiz sokaklarda, aşina olmayan kalabalıklarda birbirini bulan, birbirini tanıyan insanların öyküsünü anlatıyor. Uzak kentlerde anlık deneyimlerin, anlık karşılaşmaların hatırlattığı insanlık halleri... İstanbul’da bir mahallede umutsuz eviçlerinde aşkı arayan kadınların hüznü... Gül Ersoy, kimliklerin değil, insanın temasını anlatıyor Sahilden Bostancı’da…