Sabitâlem Mahallesi, birbirine paralel konumlanmış, her biri kaydırağa benzeyen altı sokak ve bu sokakların her iki yanına dizilmiş yeşil, kireç, tuğla, sidik sarısı, pembe ve sıklıkla da sıva rengi gecekondulardan müteşekkil bir mahalle olup, nüfusunu Allah’tan gayrı bilen yoktur. Yamaç yönündeki gökdelenin tepe katlarından bakıldığında, sokaklarında bir aşağı bir yukarı koşturup duran küçüklü büyüklü çocuklarıyla mahalle, yazlık yörelerdeki “her şey dahil” otellerin su parklarına benzer.Çöplüğün ortasında ilahe gibi açan çiçek, mahalleliyi şaşkına çeviriyor. “Anadolu Kaplanı”, çocuklarına hiddetle soruyor: Siz işçi çocuğu musunuz yoksa patron çocuğu musunuz? Fiskobirlik’ten emekli kadınla sosyal medya bağımlısı genç adam arasında absürt şeyler yaşanıyor. Siyahlı beyazlı tekir kedi, küçük bir anafora kapılmış gibi kendi etrafında dönüyor. Taşralı delikanlı, “PLASURE EROTİK ŞHOP”tan ağlayarak kaçıyor. Kahraman Şirketler Topluluğu’nu böcekler istila ediyor...Eyüp Aygün Tayşir, çok sevilen romanları 4 Hane 1 Teslim ve Tuhaflıklar Fabrikası’ndan sonra ilk kez bir öykü kitabıyla karşımıza çıkıyor. Kendine özgü efsunlu üslubuyla, neşe ve hüznü harmanlayan hikâyeler anlatıyor.Sabitâlem Mahallesi, 1990’lı yıllardan günümüze dek uzanan, memlekette sabitimizin hiç değişmediğini gösteren öykülerin kitabı.