Tutkunun doğası, yanılsama, hayal kırıklığının yaşamdaki rolü, kahramanlığı neyin oluşturduğu… Sahnenin büyük konulara ayrıldığı, büyüleyici bir mizahın arka plandan göz kırptığı, cezbedici bir yakınlıkla psikanalitik kavramların iç içe geçtiği Rüzgar Gibi, Dalga Gibi Stefano Bolognini’nin eşsiz anılarıyla hem bir öykü kitabı hem de psikanalitik değerlendirmeleri içeren bir yol gösterici. “Günümüzün Winnicott’u” yakıştırmasını tam anlamıyla hak eden Psikanalist Stefano Bolognini’nin hastalarıyla kurduğu ilişkiye benzer biçimde yazar olarak okurla derin bir yakınlık kurduğu on öyküden oluşan bu kitapla hem uzak bir İtalyan köyünde yaşananlara tanık olacak hem de hikaye anlatımıyla öznel bir sanat olan psikanalitik yazının buluştuğu satırları farklı bir bakış açısıyla değerlendireceksiniz. “Psikanalistlerin bilimsel araştırmalardan çok analizdeki hastalarını derinlemesine anlatan sunumlar yazdıkları bilinir. Rüzgar Gibi, Dalga Gibi’ye sevdiğim bir yazarın yeni bir kitabına duyabileceğim sıradan bir hevesle başladım. Ama daha ilk sayfalarda Bolognini’nin harika bir öykü anlatıcısı olduğunu anladım. Kitaba adını veren ikinci öyküden itibaren içimde bir başka duygu daha belirmeye başladı ve bu duygu kitabı okudukça daha da yoğunlaştı. Bolognini bu kitapta bir istisna dışında hastalarından değil, kendinden söz ediyor. Nelere dikkat ederek, hangi gözlemlerini nasıl yorumlayarak yazdığını okur umarım keyifle izleyecektir. Bir de öykülerin sonundaki kısa psikanalitik değerlendirmeler var ki bunların da okurların psikanalitik düşünme şekliyle tanışması için harikulade numuneler olduğunu söyleyebilirim.” —Prof. Dr. Türkay Demir