Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin sembolleri ve yarattığı düşünce sistemi; Azerbaycan halkı tarafından kutsal bir emanet olarak, kimi zaman mitlerle bezenerek, kimi zaman doğumu kutlanarak ya da yası tutularak, kolektif hafızaya bir hatırlatma figürü olarak yerleşmiştir. AHC’yi öldürenler veya onu öteki görenler bizzat AHC’nin kolektif hafızada yaşamasının da nedeni olmuşlardır. Kimlik inşasında Hegelyen anlayış ile Herderyen anlayışın birlikte ortaya çıkması ulus inşasında var olan çatışmayı derinleştirmiştir. Bu sürecin uzun sürmesi, kimlik inşasında ruh, hayalet ve hortlak kavramlarının canlı kalmasını sağlamıştır. AzSSC’ye göre hortlak olan AHC, Cephecilere göre 28 Mayıs Ruhu, Neo-Azerbaycancılara göre ise bir hayalet olarak yaşamıştır.Bu süreci üç dönemde değerlendirecek olursak; AHC’nin defnedilmesi yerine yaşatılması inşa süreçlerine uygun olarak ötekinin varlığına olan ihtiyacın giderilmesi açısından her üç dönemde de uygun görülmüştür. Ulus inşasında toplum tarafından kabul gören AHC’nin sembollerini ve kavramlarını reddetmek yerine onun içini başka bir şey ile doldurarak var olan gerçek ile hatırlanan gerçek arasında, hortlağı/ruhu/hayaleti kullanarak bağ kurmak, Sovyetik/Türkçü/Yeni Azerbaycancılık’ın inşa metodu olmuştur. Kafkasın Zümrüd-ü Anka’sı bir kez daha küllerinden doğuyor..