“Trabzonspor taraftarları futbolu ve taraftarlığı nasıl öğreniyor, deneyimliyor ve anlamlandırıyorlar?” Futbol, topluma egemen olan değerlerin ve ortak kültürün bir yansımasıdır. Onun analizi bize, oynandığı mahalle, kent, bölge, ülke veya kıta hakkında derinlikli bilgiler sunar. Futbolu toplumsal olandan ayrı, teknik bir oyun olarak düşünmek hatalı olur. Futbol, eşitsiz güç ilişkileri içerisindeki mücadeleyle birlikte yerel bir kültürün kendine has özelliklerinin de keşfedilmesini sağlar. Futbol sayesinde insanlar, yerel ve küresel aynılıklarını ve farklılıklarını hem keşfedebilir hem de ifade edebilir. Türkiye’de futbol taraftarlığı araştırmalarının büyük bir çoğunluğu, İstanbul’un üç büyük kulübü olarak bilinen Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarına yoğunlaşmıştır. Bu kitap, yalnızca Trabzonspor taraftarından ziyade, taraftar gruplarına odaklanmayı tercih ediyor. Taraftar gruplarının anlam üretici aktörler olarak, tribünlerde sergiledikleri bedensel hareketleri ve performansları aracılığıyla, neoliberalizmle birlikte metalaşan futbolun yarattığı hem taraftarlar hem de kulüpler arası eşitsizliklere karşı yerel aidiyetlerini yücelttikleri anlatılar ve söylemler ürettiklerini iddia ediyor. Trabzon, tarihi, maalesef ki neredeyse yok olmak üzere olan mimarisi ve coğrafyasıyla Karadeniz’in ilgi çekici kentlerindendir. Ona ne kadar direnirseniz direnin sizi kendine çeker, benzetir ve bağlar. Bordo-mavi, iki uyumlu rengin hissettirdiğinden daha fazlasını hissettirir size. Bu yüzdendir ki Trabzonspor tribünleri, kendine has özelliklere sahiptir…