İçimizdeki şehir biriciktir, hiçbir yere benzememelidir. İstanbul’un New York’a, Kudüs’ün de Manhattan’a benzememesi, kendi olması gerektiği gibi.İçimizde yaşayan şehri, içinde yaşadığımız şehir etkiliyor. Bu iki şehirdeki yaşam çok güzel olabilir; ne kadar emek verdiğimize, yönetimi ne kadar elimize aldığımıza, koruyup kollama azmimize, imar, inşa, ihya mücadelemizin ne oranda olduğuna bağlı. Ve bu tamamen bizimle ilgili: Kendimiz karar verecek, kendimiz uğraşacağız. Kesinlikle gerçekleşebilir ama ısrar, sebat ve inanca sahip olursak.Biz de içimizdeki şehre bakalım; hangi kokulara, görüntülere alışkın durumdayız? Onu hangi renklerle besliyoruz?