Köy Enstitüleri, Kopernik sisteminde güneş merkezde olması gibi öğrenciyi merkeze alan, değişip gelişerek ışık olmasını, yaratmasını sağlayarak, genel eğitime model oldular. Bu eğitimde büyük bir devrimdi. Yöneticiler bunu gördüler! Dünya merkezli Batlamyus sistemindeki gibi, öğrenciyi merkezden çıkardılar, “kitabı” ve onun sözcüsü “öğretmeni” merkeze koydular. Öğrenciyi eli kolu bağlı dinleyici yaptılar. Pulur Köy Enstitülü öğrenciler kendi okullarını kendi yaparak iş içinde öğrenirlerdi. İ. H. Tonguç büyük bireşim (sentez) yapan, çok çalışkan, heykeli dikilecek bir dünya öğretmeni oldu. Dünyanın özgün ve devrimci Türk okullarını kurdu. Köylülük sınıfsal bir katman olarak tarihte verdiği mücadelelerde yenildi. Kapitalist sistem tarafından tasfiye edildi. Köylüler köylerini terk etti, kentlerde, Avrupa ülkelerinde ucuz, sendikasız, sigortasız işçi oldular. Köylü, Kurtuluş Savaşı’nda en öndeydi. Kurtuluş sonrası devrimci sürece aktör olarak alınmadı. Topraksız, bilgisiz kaldı. Topraklar ağaların oldu. Yetmedi, “Cahil” olarak suçlandı, merkez, taşra yöneticilerince baskılandı, vergi yükü altında ezildiler. Karşı devrim safında konumlandılar. Kurucular, bu okullara soruşturma açarak, yöneticilerini, programlarını değiştirdiler. Öğretmenleri okullardan uzaklaştırdılar, takibe aldılar. Bakanlık onaylı kitapları yakarak öğretmen ve öğrencilerde travmalar yarattılar. Öğrenciyi itaate dayalı, kitabi bilgiyi tekrarlayan, ağzı var dili yok hale getirdiler. Yabancı dilden, felsefeden mahrum bıraktılar, lise mezunu saymayarak akademik yükselişlerini engellediler. Köy Enstitülerinin arkasında devrimci bir burjuva, işçi, köylü örgütü yoktu. Toprak, ticaret burjuvazisi, siyasal yönetim ve askeri bürokrasi işbirliğinde kapatıldılar.