1973 Krizi, farklı bir krizdi; enflasyon ile işsizliğin birlikte olduğu stagflasyonist kriz olarak karşımıza çıktı. Bu defa yeni bir dönüşüm daha yaşandı ve Keynes kapı dışarı edilirken Monetarizm gözde okul oldu. Kapitalizm, 1973 Krizi sonrası farklı kavramları da içine alarak genişledi. Hiç şüphesiz kapitalizmle birlikte anılan en önemli kavram küreselleşme oldu. Küreselleşmeciler gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yurttaşlarına adeta cennetin kapılarına ulaşmayı vadetti. Eşitlik, özgürlük, istikrarlı büyüme ve dünyayla entegrasyon. Bu kulağa hoş gelen değerlere erişmek için kendilerince küçücük kabul edilen bir istekleri vardı: Ülkelerin dış ticarete ve sermayeye kapılarını açmaları ve tam serbestlik tanımaları. Küreselleşme, yaklaşık otuz yıl süren bu dönemde çeşitli küçük krizlere girip çıktıysa da en büyük darbeyi 2008 Krizi’yle aldı. Yaşanan kriz bitti gibi gözükse de farklı alanlarda kendi dinamiği içinde devam ediyor. Türkiye de bundan payını alıyor. Ülke ekonomisi halen Cumhuriyet tarihinin en uzun ve maliyetli krizini yaşamakta. “Kapitalizmin Krizleri ve Türkiye” başlıklı çalışma, Prof. Dr. Şiir Erkök Yılmaz’a armağan olarak hazırlanmıştır. Kitapta başta kriz olmak üzere küreselleşme sürecinde Türkiye ekonomisine ilişkin yirmi üç akademisyen tarafından yazılan on yedi bölüm bulunmaktadır.