Erken diyaloglardan Devlet’e doğru ilerleyen anlamlı bir tasarıma dair en makul açıklama yazarın niyeti ile ilgili hipotezdir. Çünkü bana kalırsa hepimiz örtülü bir biçimde böyle bir tasarım ve niyeti fark ediyoruz, konuşanın Platon olduğunu ve Devlet’in merkezî kitaplarında yalnızca Sokrates’in diyalog personasının konuşmadığını biliyoruz. Bizim için Platon diyalogların yazarıdır. Diyalogları birbirine bağlayan ve Devlet’te her biri bir araya gelen tematik hatlar ağının oluşturduğu birlik örüntüsü şunu söylememize müsaade eder: yazarın kastı işte bu. Literatürde tartışılmaz bir yere sahip olan, geçtiğimiz yüzyılın en önemli felsefe tarihçilerinden Charles H. Kahn Platon ve Sokratik Diyalog’da, Platon yorumculuğunda hâkim olan paradigmaya karşı ciddi bir eleştiri ve ikna edici bir alternatif sunuyor. Platon’un erken dönem eserlerinin, onun olgun felsefesinin açıklanması için bilinçli bir hazırlık olarak okunduğu kitapta, diyaloglar arasındaki farklılıklar filozofun düşüncesindeki aşamalar değil, gerçekliğe dair yeni ve alışılmadık bir görüşün sunulmasındaki farklı yön ve anlar olarak değerlendiriliyor. Kahn’a göre Sokratik diyaloğun kurgusal karakteri bir kez kabul edildiğinde, Platon’un erken dönem diyaloglarının tarihsel Sokrates’in felsefesini temsil ettiğini düşünmek için hiçbir neden kalmaz ve Devlet ile Phaidros’a kadarki tüm diyaloglar bütünleşik bir biçimde yorumlanabilir. Platon ve Sokratik Diyalog, Platon felsefesi ve literatürüne girmek için eşsiz bir fırsat sunuyor.