Peterburg… Rus sanatının altın çağında, Rus yaşamının ve kültürünün merkezi olmasının yanı sıra edebiyatta modernleşmenin, toplumsal değişimin, yabancılaşmanın, karşıtlıkların ve ruhsal çöküşün kenti olarak işlendi. Kimi zaman karanlık, kasvetli yanları vurgulanırken, kimi zaman da şehrin soğuk ve sisli atmosferi, karakterlerin kaybolan kimliklerinde, ruhsal çöküşleri ve bunalımlarında önemli bir fon olarak kullanıldı. Peterburg’un özellikle 19. yüzyılda edebiyatla olan ilişkisi bir tür sembolizm kazandı. Dostoyevski, Tolstoy, Puşkin gibi büyük kalemler, fiziksel bir mekân olmanın ötesinde Peterburg’u, estetik ve ideolojik anlam dünyasında insan ruhunun karmaşıklığının ve derinliklerinin yansıması olarak işledi. Peterburg’u bugün yaşayan ve yaşatan çağdaş yazarların, öykülerinden oluşan bu kitap, ülkemizde bu alandaki ilk çalışmadır. Genç Rus yazarlarının öykülerini biraraya getiren ve genç çevirmenlerin Uğur Büke’nin editörlüğünde çevirdikleri Peterburg Öyküleri’ni büyük bir zevkle okuyacağınıza eminiz.