Küçüklüğümüzün bir yerinden mutlaka unutamadığımız hikayelerimiz olmuştur. Kimisini yaşayıp görmüşüzdür, kimisini ise büyüklerimiz bize hikayelendirip anlatmıştır, adına masal demişizdir. Uykuya dalmadan önce belkide dört gözle beklediğimiz tek şeydir, annemizden ya da babamızdan hikayeler dinlemek.. Peki siz bu hikayeleri asıl sahibinden dinlediniz mi? Evet asıl sahibinden yani çocuklardan.. İnsanlığın belkide en çok merak ettiği şeyler arasında yer alır, çocuk zihninin nasıl çalıştığını anlamak, çünkü onların verdiği hazır cevaplar, sordukları sorular birçok yetişkinin cevap bile veremeyeceği şekilde olur. Pırıl pırıl zekaları, tertemiz kalpleriyle bambaşka dünyaları olur onların. O dünyada bambaşka kimliklere bürünür çocuk ruhları. Şimdi gözlerinizi kapatın ve öyle bir kitap hayal edin ki; çocuklara onların dilinden anlayan birinin yazdığı bir kitap var. O hayal kurmuş, dedesi hayat vermiş.. O anlatmış dedesi yazmış. Kız çocuğu diğer tüm çocuklara hayal gücünü hediye etmiş. Şimdi açın gözlerinizi ve kitaplığınızdan Peri Kızından Dinlediklerim kitabınızı alıp sayfalarını çevirmeye başlayın. Hikayelerin arasında kaybolurken masumiyetin, pırıl pırıl zekanın ve tertemiz duyguların arasından kendinize yeni dünya yaratın. Yazar Yakup Tunç’un torunu Elif Mercan ile birlikte kaleme aldığı Peri Kızından Dinlediklerim okul öncesi ve okul çağı çocuklarınızın ellerinden düşüremeyeceği harika hikayeler sunuyor. Kütüphanenizde Peri Kızı ve anlattıklarına ayıracak yeriniz var mı?---Beren sırasıni beklerken uyuyakaldı. Rüyasında balık olmuştu. Etrafında bir sürü deniz canlıları vardı. Hepsi renk renk, desen desen ve ısıl ışıldı. Beren, denizin derinliklerine indi orada batık bir gemi gördü. Hemen geminin içine girdi ve içeride parlayan bir taş gördü. O taş, sihirli bir denizyıldızıydı. Beren, onu eline alınca denizkızına dönüştü.. Denizde doyasıya gezdi, dolaştı, eğlendi.. Öğretmeninin sesiyle uykusundan uyandı.