Ölümün soğuk nefesini hissediyor musun? Eğer, hissetmiyorsan yeterince korkmuyorsun demektir. Pembe panjurlu çiçekçi dükkânında yer alan binbir çeşit çiçeklerin arasında, sadece kırmızı güllere yer yoktu. Sebebi kalbinin en karanlık odalarında kilitliydi. Yalnızlığıyla ördüğü duvarların ardında bir başına yaşarken kimden geldiği bilinmeyen, içinde küçük bir notla sekiz adet kırmızı gülden oluşan bir buket aldı. İntikam denizinde yıkanmış bu kırmızı güller onun için aşkı değil ölümü müjdeliyordu. Hiçbir şey tesadüf değildi. Gelen kırmızı güllerin sayısı, içinde yer alan notlarda kullanılan noktalama işaretleri, hepsinin gizli bir anlamı vardı. Tüm bunlar olurken Yıldız Gözlü Kız'ın tek bir seçeneği vardı; ya o güllerin sahibini bulacak ya da adım adım ölümün soğuk nefesini soluyacaktı. Büyük bir oyunun içine girmişti, kurtuluşu yoktu. Yalnızlıkla örülü duvarları yerini şüpheye bırakmıştı. Çünkü Azrail'i ona, "Şüphe..." demişti. "En yakınındakinden en uzağındakine kadar şüphe!.." Gönderilen son gül farklıydı, tek bir karagülden oluşuyordu ve içine bırakılmış not sonun başlangıcıydı: "Pembe tabutunun son çivisini sen çakacaksın Yıldız Gözlü Kız, ve ben o gün o tabutu kırmızı güllerle donatacağım."