“Shiny’ye varıyorum. Büyükbabam ışıklı tellerin, neonların ve spotların fişini çekmiş. Ön cepheyi ilk kez karanlık görüyorum. Sokağın bu köşesinde sadece iki lamba var, taksi durağının iki yanında. Bu kadar az olduğunu daha önce fark etmemiştim. Paçinko her şeyi aydınlatıyordu. Gecenin tüm böceklerini kendine çekiyordu.” Anne ve babasıyla İsviçre’de yaşayan yirmilerinin sonundaki Claire, yaz tatili için Tokyo’daki büyükanne ve büyükbabasını ziyarete gider. Niyeti, elli yıl önce içsavaş yüzünden memleketlerinden ayrılmak zorunda kalan, o zamandan beri de Kore’ye bir daha ayak basmayıp Tokyo’da bir paçinko salonu işleten büyükanne ve büyükbabasının ölmeden önce yurtlarını yeniden görmelerini sağlamaktır. Ancak elli yıllık sürgünün ardından “dönüş” fikri bu yaşlı insanlar için hiç kolay değildir. Onları nasıl ikna edeceğini bilemeyen genç kadın bu sessiz hüzünden kaçınmak, duyduğu yabancılık hissini hafifletmek için kendine bir uğraş bulur ve ileride bir tür kardeşlik ilişkisi geliştireceği küçük bir Japon kıza Fransızca dersleri vermeye başlar. Paçinko Bilyeleri, keskin ve yalın diliyle okuru sakin bir şiddetin hüküm sürdüğü samimi bir atmosfere çekerken, aile ilişkilerinin doğasındaki dengesizliği, yalnızlığı, yanlış anlaşılmaları ve sevgiyi ustalıkla aktarıyor. “Zarafet ve melankoli yüklü, titizlikle damıtılmış bir duygular kitabı.” Le Monde