Okullarımızda var olan krizin yansımalarından biri de medyadaki yarışma programlarında çıkan en basit soruyu bile bilememektir. Ancak eğitim dünyası sadece bilgi düzeyinde değil; öğretmenlik, dil, din dersi, uzaktan eğitim gibi pek çok noktada tekliyor, çözüm üretemiyor, giderek kendisi devasa sorunun bir parçası haline geliyor. Çünkü eğitime özgürlükçü yaklaşmıyoruz; teknik rasyonalitenin, bilhassa dijital teknolojinin, gelişmiş paket programların, teknisyenleştirilmiş öğretmenliğin, gözetime dayalı eğitim yönetiminin, piyasalaştırılmış pedagojik kavramların, endoktrine eden ideolojilerin, velhasıl bir dolu gizli müfredatın sorunlarımızı çözeceğini düşünüyoruz. Onca imkân, araç, koşul, donanım, ortam ve aktiviteye rağmen eğitim sistemimizde olmayan şey, özgürlük yani eğitim bileşenlerinin kendi varoluşlarını ileri demokratik değerler içinde gerçekleştirmelerini sağlayacak otonomi ve bağımsızlıktır. Aşırı denetim, yakından gözetim, planlı oryantasyon, otoriter katılımın sorunları çözmek bir yana, daha da artırdığı açık. O yüzden hala eğitimde erişim, nitelik, katılım, verim gibi pek çok sorunu konuşup duruyoruz. Freire’nin dediği gibi eğitim özgürleştirmez; özgürlük politik örgütlenmenin konusu ancak eğitim, özgürleşme mücadelesi için gereken bilinci verebilir.