“Her şeyi şans eseri bulmaya ve keşfetmeye inanmak, bizi tamamen yolun dışına çıkarır. Burada sezgilerimizden ve oyundaki buluşlarımızdan bahsediyoruz, bir mizansenden. Burada keşfettiklerimiz, izleyiciye heyecan vermeli, grotesk ve hatta trajik durumlarda, neyi ifade ettiğimizi en ince ayrıntılarına kadar anlamalarını sağlamalıdır. İşte bu yüzden karşılaştırma yaparken çok dikkat edelim. Biz burada Galileo’nun, Kepler’in ve Newton’un bilimsel buluşlarından çok uzak bir yerde bulunuyoruz. Mesela elma ağacının altında otururken Newton’un başına elma düşmüş. Birçok bilim insanı sezgilerini, başlarına gelen olayları neden ve sonuçlarla birleştirerek, evren anlayışını toptan değiştiren buluşlara imza atmıştır. Bunun tersine ise biz, en fazla, keşfettiğimiz absürd ve paradoks şeylerle, seyirciyi biraz olsun güldüre-bilmeyi amaçlıyoruz...”