Hamit Turhan Oynadım, Oynattım, Oynatalım: Erman Toroğlu Kitabı’nı yazan Hamit Turhan 1965 yılında Niksar’da doğdu. İlk, orta, lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde okudu. Gazeteciliğe 1993 yılında Türk Spor Ajansı’nda muhabir olarak başladı. 1995’de Fanatik gazetesine geçti. Gazetede muhabirlik, editörlük, yazarlık gibi çeşitli kademelerde görev aldı. Kuruluşundan itibaren yer aldığı Fanatik gazetesinde sporu esas alan fakat genellikle sosyal içerikli makaleler yazan Hamit Turhan, başta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Spor Yazarları Derneği olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlardan birçok ödüle layık görüldü. Türkiye Millî Paralimpik Komitesi resmî yayın organı Paralimpik Türkiye’nin de Yayın Yönetmenliği’ni yapan Hamit Turhan, Fanatik Kitap’dan çıkan ve Zeljko Obradoviç ile Ergin Ataman’ın yaşamını konu alan Yaşayan Efsane-Obra, Zafere Giden Yol-Ergin Ataman kitaplarının yazarlığını yaptı. Olmaz Olmaz Deme, Olmaz Olmaz isimli kitapta UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik’in, Şampiyon-Ahmet Ayık kitabında da Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu millî güreşçi Ahmet Ayık’ın biyografilerini de kaleme alan Turhan’ın ayrıca İstanbul Güreş İhtisas Kulübü’nün tarihçesinin anlatıldığı Asırlık Çınar: İGİK 1919 isimli bir çalışması da bulunuyor. Olimpik ve paralimpik branşları yakından takip eden Hamit Turhan, halen bu konularda Fanatik’te röportaj, araştırma-inceleme ve makaleler yazmaya devam ediyor. ARKA KAPAK “Elinizdeki bu kitabı yazmaya mecburdum. Çünkü yıllarca spor hayatım, yani futbolculuğum, sonra hakemliğim, sonra kabzımallığım ve sonra gazete ve televizyon hayatımdaki yaşadığım olaylardan dolayı yazılı, görsel ve sosyal medyada çok yorumlar yapıldı. Doğru olanlar vardı, hatalı olanlar vardı. Bazılarına yorumculuk yaptığım televizyonlarda, bazılarına da yazdığım gazetelerde cevap vermeye çalışıyordum. Ama biliyordum ki hepsi kopuk kopuktu. Televizyonları seyretmeyenler, gazeteleri okumayanlar var. Ben bunların hepsini kafamda birleştirip kendimi tatmin ediyordum ama kamuoyunun bütün bunları toplayıp da keşfetmeye ne zamanı ne de böyle bir hakkı vardı. Onun için de bu kitabı yazmaya karar verdim. Hayatımda sevmediğim cümleler var. ‘Ben doğru bir adamım.’ ‘Ben dürüst bir insanım.’ ‘Ben yalan söylemem.’ Bunların hiçbirini ne yazılarımda, ne söylemlerimde ne de özel hayatımda kullandım. Siz neyseniz onun kararını kamuoyu verir, siz veremezsiniz; öyle bir hakkınız da yok. Artısıyla eksisiyle bu kitabı yazdım. İkinci bir kitap yazar mıyım? Şu anda çok zor gözüküyor. Kitabın son sözünü bu arka kapakta yazıyorum. Bu kitap hem benim kitabım hem de ‘BENİM’.”