Yaralı vahşi hayvanların kendi inlerine çekilerek iyileştirmek için yaralarını yaladıkları gibi biz de kendi köşemize çekilip birbirimizin yaralarını iyileştirelim. İzin verelim son bir kez daha gözyaşlarımızın akmasına. İlk görüşte kenetlenerek, mesafeleri bir çırpıda aşıp tek bir adımda, tek bir nefeste, tek bir kalp atışında, tek bir bakışta birbirimize ait olduğumuzu bilerek hareket etmeye başladık. Ve bunu yaparken tek bir amacımız vardı, o da birbirimize daha fazla nasıl zuhur edebileceğimizin yolunu bulmak. Bu, gerçekleştiği zaman ki gerçekleşmek üzere olduğunu biliyorum, yaratılışın o mükemmel tecellisini insanlar bizde görebilecek. Sen ve ben, dünya ve ay gibi o en mükemmel olanın etrafında, ona ulaşmak için semah ediyoruz. Sen ve ben, canım sevgilim, birbirimizin etrafında dönerek birleştiğimizde rıza kapısı geçmemiz için sonuna kadar açılacak. İkinin birde kendini üçe tamamladığı an, o an olacak. Bu, Ene’l-Haktır… Bu, Hulul hâlidir… Bu, Aynel Haktır… Bu, ilmel yakin, aynel yakin, hakkel yakin kapısıdır… Ben senin mabedin, sen de o mabedin ruhusun…