“İnsanoğlunun devasa egosu bu olsa gerek. Ölmüş bir insan bile hayal kırıklığına uğrayabiliyor, ne günlere kaldık. Bir hortlak olmuş olsan bile, mutlaka alttan alttan bir şeyler talep ediyorsun, bir şeyler istiyorsun. 'Ne parayı bulabildik ne de aşkı…' derdi hep bir arkadaşım. Sürekli bir şeyler arıyor ve arzuluyoruz. Tuhaf bir şekilde, neden öteki dünyadan bir şeyler umuyorum ki, derinliği karşısında beni etkileyen Azrail ve tuhaflığı karşısında beni dumura uğratan Mikail… İkisi de gerçek miydi acaba?” Ölüm, kariyerinin zirvesinde uluslararası bir şirketin dünyaca tanınmış CEO’su olan Hakan Bey'in kapısını çalıyor. Bir adım sonrasında kendini anlam ve mana sorgulamaları içerisinde bulan bu varlıklı adam modern dünyanın mitlerini, kendi bakış açısıyla hezeyanlarını, kadim dünyanın mitleri eşliğinde sorgulamaya başlıyor…