Osmanlı'da son bir yenilik ve ıslahatlar silsilesinin hayata geçirilmeye çalışıldığı dönem olan II. Meşrutiyet (25 Temmuz 1906) yıllarında eğitim-öğretim alanında günümüz açısından da önemli sayılacak faaliyetlerde bulunulmuştur. Meşrutiyet döneminin çalkantılı politik yönü, fikir hayatını da etkilemiştir. II. Meşrutiyet dönemi hem siyasi hem kültürel hem de eğitim yönünden büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Dolayısıyla bu dönem içinde konumuz gereği eğitim alanında özellikle de ilköğretim kısmında yapılan değişikliklerden, meydana gelen gelişmelerden kısaca bahsetmemiz yerinde olacaktır.II. Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında [1909) İlköğretmen Okulu'nun süresi 2 yıl iken, daha sonra, 1911 yılında "Tedrisat-ı İbtidaiye Layiha-i Kanuniyesi" adlı 7 sayfalık bir broşürde İlköğretmen Okulu'nun süresinin 3 yıl olarak kaydedildiği görülmektedir. 1915 yılında İlköğretmen Okullarının süreleri 3 yıldan 4 yıla çıkarılmıştır. Öğretmenlik meslek dersleri bu 4 yıllık yeni programda resmen Tenn-i Terbiye" yani Eğitim Bilimi(Pedagoji) adıyla belirtilmektedir. Bu programda 1909'dan beri Mustafa Sâtı Bey Tenn-i Terbiye" yani "Pedagoji" adlı bir kitap yazmış ve bu kitabı kendi derslerinde okutmuştur.II. Meşrutiyet döneminde çocuklara hak, hukuk, özgürlük gibi kavramlar öğretilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede öğretmenlere yenilenen eğitim programlarının amaçlan ve görevleri tanıtılmıştır. Yine bu dönemde öğrencilerin ders anlatımına katılmasına önem ve fırsat verilmiştir. Önde gelen batılı eğitimcilerden John Dewey, J. J. Rousseau, Claparede ve H. Pestalozzi bu dönemden itibaren Türk eğitim sisteminde tanınan ve etkili olmaya başlayan isimler olmuşlardır. Bu sebeple önde gelen eğitimcilerimiz okullarda uygulanmakta olan ezberci yönteme karşı çıkmışlardır.