Mesele Osmanlıcılık yapmak değil. Zaten Osmanlı’nın Osmanlıcılık gibi bir derdi yoktu. Türkçülük, Osmanlıcılık, İslâmcılık, Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden çekilmesinden bir adım evvel devrin münevverlerinin kendi dünya görüşlerine dayanarak buldukları ütopik kurtuluş reçeteleri. Bu reçetelerin hiçbiri faydalı olamadı. Zaten sonu "...ist"le, "...izm"le biten bu ve benzeri mefhumlar, ithal fikirlerdir. İthal malzemeyle yapılan ameliyatlar işe yaramadı ve yaramıyor. Bugünden itibaren yapacağımız her şey ilk adımda 2023 Türkiyesine, ikinci adımda ise 26 Ağustos 2071’e hazırlık içindir. Bu tarihte yeniden dünya devleti olma mükellefiyetindeyiz. Osmanlı, Anadolu Birliği’ni kurmak için bir asrı aşkın zaman uğraştı. Şu yaşadıklarımız, dağılan birliği yeniden tesis uğrunadır. Bu coğrafyanın mihver devleti, "devleti ebed müddet Türkiye Cumhuriyeti"ne yakışan endişe etmek değil; bölgeye, Osmanlı coğrafyasına, Osmanlı Milletler Topluluğu’na sahip çıkmaktır. Eserin yazarı olalım, sahnedeki figüran değil.