Modernleşme ve merkezileşme yönelimiyle birlikte toplum ve daha önce pek de hesaba katılmayan toplumsal gruplar daha okunabilir, daha tahmin edilebilir kılınmak istenmiş, bu da ister istemez yöneticilerin bizatihi toplumsal kurumlarla ilişki kurma biçimlerini dönüştürmüştür Fasih Dinç, Osmanlı-İran Sınırında Devlet ve Toplum kitabında aşiretler, cemaatler,sınır ve yerel elitler gibi kavram ve olgular üzerinden esasen bu dönüşümün dinamiklerini inceliyor. Osmanlı’nın İran sınırındaki iki önemli toplumsal grupla, Caf aşireti ve Nasturî cemaatiyle ilişkisinin hem bir modernleşme programı bağlamında iç dinamiklerle hem de 19. yüzyıldan 20. yüzyılın başına bir dizi önemli dış dinamikle beraber dönüşümünü ele alıyor.İdare tekniğinin değişimiyle sınır algısının nasıl dönüştüğünü gösterirken devlet-toplum ilişkilerine de bu dürbünden bakabilen önemli bir çalışma. “19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin bir savunma projesi olan merkezileşme programı, o güne dair var olan devlet-toplum ilişkilerinin ve toplumun kendi içindeki ilişkilerin yanı sıra birçok kavram ve olgunun anlam ve fonksiyonunu yeniden şekillendirdi. Bu bağlamda Osmanlı-İran sınırında bulunan Caf aşireti ile Nasturî cemaati ise meydana gelen gelişmelerin pasif nesneleri olmaktan ziyade en azından kendi bölgelerindeki gelişmelerin gidişatını etkileyen birer aktif aktördüler.” FASİH DİNÇ