Modern yaşamdan kaçmak birçok kişinin hayalidir ancak çok az kişi bu hayali gerçekleştirir. Elinizdeki kitapta hikâyesi anlatılan Christopher Knight, bu hayali tam anlamıyla sıra dışı şekilde gerçekleştirenlerden. 1986 yılında, 20 yaşındayken evinden ayrılıp ormanda yaşamaya başlamış Knight ve bu yaşam tam 27 yıl sürmüş. Bu süre içerisinde başka hiçbir insanla sohbet etmemiş –sadece bir kez selam demiş. Yemek, giyim, okumak için kitap ya da dergi gibi ihtiyaçlarını kulübelerden çalarak karşılamış ve sadece ihtiyacı olanları çalmış -mesela 38 beden pantolon. Knight, ormanda başına gelenleri, sahte bilgelik ve yanıtsız bilmeceler korkusunu bir tarafa bırakarak anlatır: “‘Karmaşık bir durum bu’ dedi. ‘Bir başınalık bir şeyin kıymetini daha da artırır. Bu fikri önemsemezlik edemem. Bir başınalık algımı yükseltti. Ama alengirli olan şey şu: Yükselen algımı kendime yönelttiğimde kimliğimi yitirdim. İzleyici yoktu, performans sergileyecek kimse yoktu. Kendimi tanımlamama gerek kalmamıştı. Konu dışı hale gelmiştim.’” Finkel’in ifadesiyle; “Knight’ın yakalanması dev bir mürekkep balığının avlanmasının insan karşılığıydı. İnzivası saf değildi; hırsızdı ama toplamda tek bir sözcük söyleyerek ve başka hiçbir kişiye dokunmayarak sebatla yirmi yedi yıl geçirmişti.” Gerçek bir münzevinin, yalnızlık, toplum ve iyi yaşama dair sorular sormanıza neden olacak, okunmaya ve üzerinde düşünmeye değer sıra dışı deneyimi.