ÖMÜRNAME “ … Altın yanmaz ateşte, gün güneşte erimez Akın yoksa atiye, asil atlar yürümez Baş eğilir secdede, yürek bir başka vurur Yiğitlik ona derler ki dağlarca dik durur Zulme karşı dik duran başlar elbette merttir Mazlumun imdadına ses vermeyen namerttir Belki de gönüllerde dumanlı dağlar kadar Hiç hatıra gelmeyen sonsuz hazineler var Kul haddini bilirse gül kokar emelleri Yumruk olup göğsüne inmez kendi elleri Bir gün sen de anlarsın güneşin solduğunu Bu dünya hayatının hep yalan olduğunu Kim arar seni sonra, yokluğunda kim özler Kim bakar bulutlara, yağmurları kim gözler Satın almaz kimseler bir dirheme satsan da Yer seni kabul etmez iki büklüm yatsan da Alınlarda ak, kara yaşanırken yazılar Yüreklere yüklenir bazen hazlar, sızılar Gün olur günler geçer gencecik bir bedende Gün olur günler biter, öz ölür sende, bende Ay akar, aylar akar, yıllar akar yel gibi Bazen olur gözlerin sana bakar el gibi Can akar, canlar akar her nefeste, her anda Ömür böyle yaşanır, böyle geçer bu handa Hayalden ibarettir hayat denen hengâme Sonunda demir alır dünyadan ömürname ”