“İnsanın savaşı mutlak sona kadar devam eder, adımladığı dünya adlı bir duvardır, bulduğu tüm çatlaklardan sızarak kendini arayacaktır elbette. Zaman bir boşluktur içinde, aslında yurtsuzdur insan ama yerini bilir. Bilir ve korkuyla ümit arasında bir yerde bekler yine de. Âdemoğlunun kulağına fısıldanan sır öyle söyler; dünya meydanında herkes yenik, mağlup olmayansa yalnızca ölümdür. Zaman eskidir, insan ölümlü.” Kelimelerle dolu bir kuyunun ortasında, dünyada bir yerde, zamanlardan bir zamanda… Ölümlü, rotasını çizecek ve elindeki haritayla kendi yolunun izini sürecek. O büyük sırra yaklaşmak için zamanın hikâyesine kulak verecek. Çünkü çoğu zaman dinlemek, anahtarın kendisidir. Anlatanlar bunu çok iyi bilir. Güven Adıgüzel’in coşkun üslubundan bir işaret fişeği: Ölümlüler İçin Zamanın Kısa Hikâyesi