Her öğretmen yüzlerce anıyı zihninde saklar. Zaman zaman çevre-sindekilerle paylaşır, tartışır. Geçmişe dönüp baktığında iyilerini ve kötülerini listeler. “Şimdiki aklım olsaydı öyle mi davranırdım.” diye başlayan birçok cümle kurar. Zaman olur “Doğru yapmışım öyle davranmakla” der. İşte bunlar yaşadığımıza dair kanıtlardır, hatıralarımızdır. Ders alırız ya da ders veririz. Anılar her ders verişte karşımıza çıkarlar. Meslektaşlarımızla hikayelerimizi pay-laştığımızda da öyledir. Prof. Dr. Ayhan Aydın, “Yaşamak ve sev-mek çocuksu bir duyarlılık ve masumiyetle yaşamak sevmektir. Hepsi bu kadar.” diyerek, sevgiyle yaşanan ve öğrencilere, eğitime adanan bir ömürde severek yaşamanın felsefesine vurgu yapar. Öğretmen olmak, yüzlerce canın, bedenin, zihnin içine girebilmek, dokunabilmektir. Belki de tek aracınız sevgidir. Her dokunuşta kendimize bir şeyler biriktiririz.