Eğitim sürecinde yer alan paydaşların tüm çabalarına rağmen sınıflarımızda öğretimi planlayan öğretmenlerin, öğrencilerinin düşünmeyecekleri veya düşünemeyecekleri varsayımı ile hareket etmeleri, düşünen sınıfların varlığı önünde önemli bir engeldir. Ayrıca, tüm kültürlerde sınıfların fiziksel ortamı ve sınıflarda yaşananların büyük oranda benzeşmesi, bunlar arasında bir bağlantı olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir. Acaba tüm okulları ve sınıfları etkileyen kurumsal normlar, düşünmenin olmadığı davranışları destekliyor olabilir mi? Eğer bu doğruysa, öğrencilerin düşünmesini sağlamak için kurumsal normların temelden değiştirilmesi gerekmektedir. Bu değişim, öğrencilerin “daha iyi” düşünmelerini ve matematiği bir düşünme aracı olarak kullanmalarını desteklemelidir. Öğrencilerimizin birbirleriyle konuşmalarına, karmaşık problemler üzerinde düşünmelerine, öğrenme sürecinde öğretmenleri ile daha az fakat birbirleri ile daha çok iş birliği yapmalarına ihtiyaçları vardır. Değişme cesaretine sahip her öğretmen için faydalı olması dileğiyle…