MÖ 49 yılının henüz ilk günlerinde Roma Cumhuriyeti, bir iç savaşa girmek üzereydi. Roma’nın en kuvvetli ve büyük iki devlet adamı ve askeri olan Gaius Iulius Caesar ile Gnaeus Pompeius Magnus’un çarpışacağı yaklaşık bir buçuk yıllık bu sürede yaşananlar, daha önce sekiz sene geçirdiği Galya’da olduğu gibi notlar tutan Caesar’ın aktarımıyla günümüze kadar ulaşmıştır. Eser, 49 yılının ilk günleriyle başlayarak 48 yılının yaz aylarında zuhur eden Pharsalus Muharebesi’nden sonra Mısır’a kaçan Pompeius’un burada öldürülmesi ve İskenderiye Savaşı’nın başlamasıyla son bulur. Roma’nın yaşayacağı bu ikinci iç savaş ilk olarak yalnızca Caesar ve Pompeius’un savaşı değildir ve birçok soruna dayanır. Savaşın başlamasından önceki yıllar ve genel olarak Romalıların yüzyıllardır yaşadığı sınıf çatışmaları ve diğer sorunlar böyle büyük bir iç savaş çıkarmasa da zaten halihazırda toplumda büyük ayrışmalara ve kutuplaşmalara yol açmaktaydı; 49 yılı bu sorunların artık bardağı taşırdığı bir yıl olmuştu. Bununla birlikte bu iç savaş, hiç şüphesiz büyük güç elde eden demokrat Caesar ile asil aristokratların ve onların adamı ve temsilcisi Pompeius’un savaşıdır. Bu eser, Latince’den Türkçeye ilk defa çevrilen bir çeviri olması yanında ayrıca, iç savaş önceki durumu açıklama gayesi güden bir çalışma olarak düşünüldü. Roma Cumhuriyeti’nin son yıllarına dair önemli sorun ve tartışmaların ele alınmasıyla birlikte çözüm ve yorum odaklı bilgiler aktarılmaya çalışıldı. Acaba birbirleriyle savaşanlar halkçılar ve aristokratlar mıydı, yoksa kibirli devlet adamları mı?