Rivayet külliyatımızla ilgili en önemli konulardan birisi söz konusu külliyatın kaynakları meselesidir. Hadis musannefatının dayandığı kaynakların tespiti, hadis rivayet tarihinin netliğe kavuşturulması için anlaşılması gereken mühim bir meseledir. Haberlerin şifâhî mi yoksa kitâbî mi nakledildiği noktasında farklı kanaatler mevcuttur. İsnad sistemi ve bu sistemde kullanılan haddesenâ, ahberanâ gibi rivayet lafızları, haberlerin şifâhî olarak nakledildiği izlenimini vermektedir. Rivayet tarihine bakıldığında Buhârî'nin ve Müslim'in Sahîh’leri gibi hadis eserlerinin titiz nakil yöntemleri takip edilerek vücuda getirildiği, söz konusu musanniflerin kendilerinden önceki literatürün sonraki nesillere ulaşmasında önemli rol oynadıkları görülmektedir. İşte bu bağlamda Müslim'in Sahîh'inin kaynakları söz konusu edildiğinde, onun eserine aldığı rivayetlerin önceki dönem kaynakları ile ilişkisi akla gelmektedir. Bu eserin kıymetini tespit etmek için her şeyden önce kendi kaynakları ile mukayeseli tetkikinin yapılması zarurîdir. Müslim'in eseri özelinde, onun zatî kıymetine dair söylenenlerin ilmî mütalaalar olup olmadığı, kaynaklarıyla mukayeseli bir tetkik sonucuna bırakılmalıdır. Elinizdeki eser öncelikle yazılı-şifâhî rivayet meselesini teorik olarak tartışmakta sonrasında ise Müslim’in Sahîh’nin, kaynakları ile olan irtibatını ayrıntılı metin mukayeselerinden hareketle ortaya koymaktadır.