Bu kokona karısı geleli bizim yalıyı periler istila etti. El ayak hemen çekilir çekilmez ne hikmet bilmem, şu sofadaki lamba kendi kendine sönüyor. Ortalık zifirî karanlık kesiliyor. Ondan sonra evin içinde bir pıtırtı bir çıtırtıdır gidiyor... Şu yalıda doğmadımsa büyüdüm. Şimdiye kadar buralarda ne cin vardı ne şeytan! Ben biliyorum ya! Bu pıtırdayan şeytanlar murabiye midir, kurabiye midir, matmazel midir, müptezel midir, ne karın ağrısıysa işte o karının fistanından dökülüyor. “Hikâyede elbette zamanın en kudretli kalemi, Hüseyin Rahmi’nin elindeydi. Mürebbiye’yle birdenbire şöhretin ve muvaffakiyetin en yüksek mertebesine çıkan muharriri hep severdik.” Halid Ziya Uşaklıgil Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın en çok okunan eserlerinden biri olan Mürebbiye, değişen Osmanlı toplumunu bir konağın sakinleri özelinde anlatan, eşsiz bir roman. Yazarın keskin mizahının belki de en yetkin örneği olan bu eserde, Fransız bir mürebbiyenin hayatlarına girmesiyle feleklerini şaşıran konak erkeklerinin halleri, düştükleri içler acısı durumlar eğlenceli bir dille anlatılıyor.