13. yüzyıl, dünya tarihinin belki de en görkemli devletinin ve ordusunun sahneye çıktığı bir zamanı kuşatır. Doğu Asya’nın uzak kıyılarında göçebe bir toplum olarak doğmuşken, çok kısa denilecek zamanda coğrafyaları birbirine katan, ordusuyla ezip geçmedik arazi bırakmayan bu devlet Moğol İmparatorluğu’dur. Tarih boyunca hemen her devletin ve ordunun muhakkak bir unutulmaz ismi, yani efsanesi olmuştur. Moğolların efsanesi ise dünya askerî ve savaş tarihine damga vurmuş, hâlâ şahsiyeti ve icraatları tam manasıyla çözülememiş olan Cengiz Kağan’dır.Günümüzde Moğolların ve Cengiz Kağan’ın tarih sahnesindeki faaliyetlerine dair ne kadar araştırma yapılırsa yapılsın, gerek tarihçiler nezdinde gerekse okuyucu tarafında sayısız soru işareti varlığını devam ettiriyor. Hangi kaynağın ne doğrultuda okunacağı bilinemiyor. Ancak XIII-XIV. yüzyıl Moğol tarihi hakkında bilgi veren Arapça, Farsça, Çince, Latince ve diğer kaynaklar arasından sıyrılmış bir kaynak var ki hem Moğolları hem de Cengiz Kağan’ı en yakından tanımamızı sağlıyor. Bu kaynak, Moğolların kendi tarihlerini yine kendilerinin anlattığı “Mongγol-un niγuča tobčiyan” (Moğolların Gizli Tarihçesi) olarak bilinen eserdir. Moğolların Gizli Tarihçesi, pek çok dile çevrilmesine rağmen sırları ve gizemleri keşfetmekle bitmiyor. Türkiye’nin nadir Moğolca uzmanlarından Mehmet Levent Kaya bu kitapta yaptığı tercümesiyle hem kelime kökenleri hem de Moğol coğrafyası üzerinde gezinerek, okuyucuyu o büyülü topraklara götürüyor. Moğol dili, kültürü ve gelenekleri eşliğinde Cengiz Kağan’ın adına varıncaya kadar birçok soru, cevabını buluyor.Asya Tarihi dizimize hem genişleterek hem de yeniden gözden geçirerek eklediğimiz Moğolların Gizli Tarihçesi; birçok kapıyı açıyor, yol gösteriyor…