“İnsan tek başına delirmiyor. Bu yolda onayardım edecek birileri mutlaka çıkıyor.”Esin, hastaların “misafir”, hemşirelerin “abla”, başhekimin ise “baba”diye adlandırıldığı tuhaf bir akıl hastanesinde uyanır. Buraya nedenve nasıl getirildiğini hatırlayamayan genç kadın, önce isyan etse dezamanla kurallara uyarsa daha az zarar göreceğini anlar. Elinden geldiğinceuyumlu görünmeye çalıştığı süreçte bir yandan bu acayip“Ev”in sırlarını çözmeye, bir yandan da buraya neden ve nasıl getirildiğiniöğrenmeye uğraşır. Neyse ki bu yolda ona yardım edecek bir“abla”, iki de “misafir” vardır.Nermin Yıldırım, bu çok tanıdık ama bir o kadar da yabancı akılhastanesinin koridorlarında dolaşarak, içeridekilerin ve dışarıdakilerindokunaklı hikâyelerini anlatıyor.Berlin Uluslararası Film Festivali’nin edebi eserleri sinemaya uyarlayabilmekamacıyla, Frankfurt Kitap Fuarı’yla ortaklaşa yürüttüğüBooks at Berlinale’e seçilen Misafir, Nermin Yıldırım’ın o güçlü vederin anlatımıyla okuru hayal gücünün sınırlarında dolaştırıyor.Çocuktuk, bazılarımız için yokuşlar daha dik, merdivenler daha yüksekti.Kimimiz birilerinin elini tutup çıkarken, kimimiz düşme korkusuylatırabzanlara yapışıp kaldı, kimimiz de başka birileri tarafındanaşağı itildi.