J. M. Coetzee ‘nin romanlarında kurduğu ikilemler, ırk ayrımı ve sömürgeciliğin pençesindeki Güney Afrika gerçekliğinden temellenir, ama bireyin böylesi bir toplum içindeki yabancılaşması ve umursamazlığının derinliklerine yönelir. 1983’te Michael K. , 1999’da da Utanç adlı romanlarıyla, İngiltere’nin en saygın edebiyat ödülü Booker’a iki kez değer görülen ilk yazar olan, 2004’te de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Coetzee, Michael K: Yaşamı ve Yaşadığı Dönem‘de hem bedensel hem de ussal bakımdan ayrıksı bir karakterin, anlayamadığı ve denetleyemediği koşullar karşısındaki trajik ikilemini anlatıyor. Öykünün kahramanı Michael K, Franz Kafka’nın çektikleri acının anlamını hiçbir zaman çıkaramayan karakterlerinin soyundan geliyor. Coetzee, Siyah olsun, Beyaz olsun, kendi çocuklarını bağımlılara, asalaklara ve mahpuslara dönüştüren Güney Afrika’nın hüznüne sessiz bir ağıt yakıyor.