Yazarın görevi; herkesin gördüğü, olanı biteni yazmak değildir. Herkesin gözü önünde olurken her şey, anlatılamayan, hissedilen ama kimseye söylenemeyen ya da söylenemeyen bir gülümseme ya da inceden bir gözyaşının arkasındaki gizli ukdelerin peşine düşmektir. Bazı kitapları severiz, bazı yazarlar gönlümüzde başka yerlere oturur. Sanki en mahremimizi görmüş, içimizin gittiği ama bizim gidemediğimiz, istediğimizi de kimseye diyemediğimiz yerlere götürürler bizi. Sanatçı bence tam da bunu yapabilendir, yoksa sadece dedikodu yapıyordur. Unutmayın insana dair her hikâyenin bir kargası vardı ve Tanrı Apollon’a gerçeği söyleyene kadar bütün kargalar beyazdı. Eski Romalılar kargaların Latince “Cras Cras” diye bağırdığına inanırdı. Yani, “Yarın Yarın…” diye. Yarın varsa umut vardır. Dünyanın bir yerlerinde hiç tanışmadığı dostlarını bulmanın derdine düşüp kendini hayata gömen bir ruha yüreğinizde yer açmanız umuduyla.