Medya okuryazarlığı ve bunun eğitimi, iletişim sürecinden ayrı düşünülemeyen kavramlardır. Kaynak tarafından çeşitli kodlama sistemleri aracılığıyla somutlaştırılan mesajın uygun araç ve kanallarla alıcıya aktarılması ve alıcının geri bildirimde bulunması biçiminde özetlenebilecek iletişim, 21. yüzyılda, bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişimle birlikte ele alındığı zaman medya okuryazarlığı eğitimi açısından önemli yerini daha da belirginleştirmektedir. Sadece işitme kanalına hitap eden radyoyla başlayan; işitme ve görme kanalları yanında dokunma ve hatta koku kanallarına bile hitap edebilen, karmaşık araçlarla medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru durumuna gelmiştir. Elbette gelişen teknolojik araçların etkisiyle bireylerin gün içinde maruz kaldığı veri miktarı da artmaktadır. Bu durum, adeta mesaj bombardımanı altındaki bireylerin bunları etkili ve hızlı ayırt edip anlamlandırmasını gerekli kılmaktadır. Medya okuryazarlığı eğitiminin gerekliliği bu noktada daha iyi anlaşılmaktadır. Alandaki kaynaklar incelendiğinde medya okuryazarlığı üzerine yapılmış akademik çalışmaların bir hayli fazla olduğu ancak bu olgunun eğitimine odaklanan çalışmalarda durumun böyle olmadığı görülmektedir. Elinizdeki eser yoluyla medya okuryazarlığı eğitiminin tarihî seyri ortaya konduktan sonra temel eğitimden başlayıp yükseköğretimin sonuna kadar devam eden süreçte bireylere bu alanda hangi becerilerin nasıl kazandırılabileceğine dair kuram ve uygulamaya dayalı içerikler sunulmaya çalışılmıştır. Eserin medya okuryazarlığı eğitimi ile ilgilenen öğretmen adayları, öğretmenler ve araştırmacılar için yararlı olması dileğiyle…