“Meczupluğumda hem özgürlük, hem de güvenlik buldum; yalnızlığın özgürlüğü ve anlaşılmaktan uzaklığın güvenliği, zira bizi anlayanlar, içimizde bir şeyi esir ederler.”Halil Cibran’ın 1918’de yayımladığı İngilizce ilk eseri Meczup’ta, maskelerinden kurtulmuş özgür insanın hakikate ulaşma çabası anlatılır. Meczup, onu sıradan biri hâline getiren tüm bağlarından kurtulmuş, alelade olmayan, bir deli ya da ötekidir. İçine girdiği bu yeni dünyada adalet, erdem, bilgelik gibi kavramları kendi mistik diliyle yeniden tanımlar.Batı’da yaşayan bir Doğu’lu olarak Halil Cibran, hayatına hâkim olan bu ikili yapıyı eserlerine de yansıtır. Gerçek ve hissî dünya arasında gezinen Meczup’un dilinden dökülenler, birbirinden oldukça farklı bu iki dünyayı sentezler. İnsanlığa ait en temel düşünceleri yeniden ele almamızı sağlayan mesellerle Halil Cibran, meczup olanın asıl bilge kişi olabileceğine de dikkat çeker.