William, Edmund ve Anna adındaki üç kardeş, İkinci Dünya Savaşı sırasında güvenlik nedeniyle Londra’dan tahliye edilip geçici olarak kırsal bölgelerdeki ailelerin yanına yerleştirilecek olan çocukların arasına katılırlar. Ama onların aradığı geçici değil, kalıcı bir ailedir çünkü onların birbirlerinden başka kimseleri yoktur. Anne ve babalarını çok küçük yaşta kaybetmiş olan çocuklar, büyükannelerinin de ölümüyle birlikte savaşın ortasında kimsesiz kalmıştır. Hatırı sayılır miktarda bir mirasa sahip olsalar da bir vasileri yoktur. Kendilerine bir aile bulmaktan başka çareleri olmayan çocuklar aile avukatlarının da nasihatiyle bir tren dolusu çocukla birlikte uzaklardaki bir köye doğru yola koyulurlar. Kim bilir belki de burada kendilerine tıpkı hayallerindeki gibi bir aile bulabileceklerdir. Ama doğru aileyi bulduklarından emin olana kadar bu planlarından kimseye bahsetmemeleri gerekmektedir. Götürüldükleri köyde ev ev gezen çocuklar aradıkları huzuru küçük bir köy kütüphanesinde bulurlar. Açlıktan, soğuktan ve zorbalıktan kaçıp sığındıkları bu yer onlar için sıcak bir yuva gibidir, nazik kütüphaneci Bayan Müller de hayallerindeki anne. Acaba köylülerin bilinmeyen bir nedenden dolayı dışladıkları Bayan Müller’in kalbinde de hepsine yetecek kadar yer var mıdır?