Jack London bir sosyalist olmasına rağmen, yarattığı yarı-otobiyografik özellikteki Martin Eden karakteri oldukça bireycidir. İşçi sınıfından gelen Martin Eden, sınıfının refahı ve gelişimi için çabalamak yerine kendi refahı ve gelişimi için çaba sarf eder. Sosyalist buluşmalarda/etkinliklerde dahi Nietzsche ve Herbert Spencer'dan alıntılar yaparak sosyalizmin “köle ahlakı”nı reddeder. Roman kahramanı Martin Eden’in bakış açısından görülen sosyal sınıf, romanda oldukça önemli bir temadır. Martin Eden, işçi sınıfından gelen bir denizciyken burjuva Morse ailesiyle tanıştıktan sonra onlardan ilham almıştır. Martin Eden kendisini geliştirdikçe, kendi sosyal sınıfı olan işçi sınıfından uzaklaşmaktadır. Sonrasında eğitimi ve bilgisi, içine girmek istediği burjuva çevresinin de üstüne çıkınca kendisini tamamen yalnız hisseder. Paul Berman’a göre protagonist, “temiz ve modern Eden” ile geçmişindeki “kavgacı barbar Eden”i bağdaştıramamakta ve bu durum da onu hezeyanlarla dolu bir ikileme mahkûm etmektedir.